İşin sonunda her şeyin değersiz gelmesi çok garip değil mi? Ama olsun sonuçta bunu biliyorduk. Baharın gelmesi ama yazın gelmemesi gibi bir hisse benziyor. Her ne kadar benzese de değersiz bir anlamı yok dert olmasın diye. Ağlamıyorum da artık. Kabullendim birçok şeyi, her şeyi. Olsun dert olmasın, herkes üstüme gelmesin, ben suçlu, ben kötü. Yoksa geçmiyor, üzmek istiyor, hayat bekliyor ama olsun da hep de kimseye dert olmasın diye. Geçiyor mu yoksa? Bilmem! Geçsin mi? Bilmem! Bildiğim düşüncelerimi de artık bilmiyorum. Bilinmezlikler arasında biliyormuşçasına geziniyorum sadece. Toprağın yağmura aşık olması gibi tanıdık bir his sen misin sebebi? Evet, sanırım! İmkansız gibi bir mesele. Ama olsundu imkansızlar da imkansızdı. İmkanlar da sanırım. Ben kayboldum yeniden seni bulurum diye, seni düşünürüm diye. Ezberledim bütün köklerini, benim olabil diye. Çizmek istedim her şeyi herkesi. Silmek istedim kötü hisleri düşünceleri. Belki de beceremedim, belki de becerirdim
bir klavyeymiş gibi basıyorum tuşlara hiç durmuyorum. sanki şarkı yazar gibi şarkı söyler gibi, yazdığım harfler sonrasında çıkan seslerin oluşturduğu notalar ile şarkı yazıyorum. bu şarkı sonsuza kadar evrende yankılanıcak. ortaya çıkan türü zaman zaman değişiklik göstericek, kimi zaman sert bir metal şarkısı iken kimi zaman seni başka dünyalara götüren jazz olacak. bu bana bağlı. hayatımdaki her sonucun bana bağlı olması gibi. çok saçma değil mi? hayat, sanki böyle marshmallow gibi. bilemedim. ne yapabilirim ki dinlemek dışında, okumak dışında. söylemek dışında. hiç. i have become so numb what the hell waiting for? her şey bir şeyle başladı, zaman. her şey bir şeyle bitecek, zaman. baskı altında ayakkabılarının altında yürümekle geçecek zaman. bir adım daha yaklaştığını sanacaksın ama imkansız. çünkü o bir şeyle başladı. ne olduğunu bilmiyorum. ne kadar çabalasan da fark etmez! çok soyut değil mi? olması gerektiği gibi. çok çabalarsın ama işin sonunda bu bir hiçtir. hiçbir şey kay