Ana içeriğe atla

içindeki sesler, içime ağladıklarım

 buraya yarım yazılarımı paylaşıcam okumayabilirsin sayın okur 

dışı içi

sevda ve zindan ne kadar da iki ayrı kavramlar. yoksa öyle mi sanıyoruz? belki bir deniz kenarında, belki de bir koltukta akıllarımız el ele vermiş maziyi düşüneceğiz. düşüncelerimi iç dünyamda zindana kapatmıyorum artık. sessiz özgürlüklerimi dışarı veriyorum artık. sessiz özgürlüklerimi içimde tutmak kendimi zindana kapatmak gibi. boktan bir mesele, boktan bir yazı, boktan bir süreç ve aynı derece yazı. 


bilmiyorum! 
bilmemeyi seviyorum! 
bilmiyormuş gibi yapmayı* 
bilmiyormuş gibi düşünmeyi*
bilmemeyi!
bilemeyişi!

öyle işte gelir geçer. geldiği gibi geçer, geçtiği gibi gelir.

öylesine,
ölesiye,

süveter havası

ve ben sadece bir adamım
dünyayı ellerimde istiyorum
plajdan nefret ediyorum
ama California'da ayak parmaklarım kumda yürüyorum
kazağımın kollarını kullan
hadi bir macera yaşayalım
bulutların içinde ama yerçekimim merkezde
boynuma dokun, ben de seninkine dokunayım
o küçük belli şortlu sen, oh
oh, o ne düşündüğümü biliyor
ve hakkında ne düşünüyorum
bir aşk, iki ağız
bir aşk, bir ev 
gömlek yok, buluz yok
sadece biz, sen öğren
sana söylemek istediğim hiçbir şey yok, hayır
çünkü çok soğuk
senin için burada
ve şimdii, tutmama izin ver
iki elin de kazağımın deliklerinde
ve eğer nefesini kesebilirsem
söyleyecek çok şey yoksa umurumda değil
bazen sessizlik bir zihne rehberlik eder
çok uzak bir yere taşınmak
tüyler diken diken olmaya başlar
sol elimle belinin buluştuğu an
ve sonra yüzünü izliyorum
parmağımı diline koy çünkü tatmayı seviyorsun, evet
bu kalpler tapıyor, herkes en çok onun için atıyor
bu yerin içi sıcak
dışarısı dökülmeye başlar
düşüyüyor
one love, two mouths
one love, one house
no shirt, no blouse
just us, you find out
sana anlatmak istemediğim hiçbir şey, hayır, hayır, hayır
çünkü çok soğuk
senin için burada
ve şimdi, tutmama izin ver
iki elin de kazağımın deliklerinde
vay, vay, vay x6
çünkü çok soğuk
senin için burada
ve şimdi, tutmama izin ver
iki elin de kazağımın deliklerinde
çok soğuk
senin için burada
ve şimdi, tutmama izin ver
iki elin de kazağımın deliklerinde
ve çok soğuk, çok soğuk
kazağımın elleri

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

en güzel hikayem

      İşin sonunda her şeyin değersiz gelmesi çok garip değil mi? Ama olsun sonuçta bunu biliyorduk. Baharın gelmesi ama yazın gelmemesi gibi bir hisse benziyor. Her ne kadar benzese de değersiz bir anlamı yok dert olmasın diye. Ağlamıyorum da artık. Kabullendim birçok şeyi, her şeyi. Olsun dert olmasın, herkes üstüme gelmesin, ben suçlu, ben kötü.     Yoksa geçmiyor, üzmek istiyor, hayat bekliyor ama olsun da hep de kimseye dert olmasın diye. Geçiyor mu yoksa? Bilmem! Geçsin mi? Bilmem! Bildiğim düşüncelerimi de artık bilmiyorum. Bilinmezlikler arasında biliyormuşçasına geziniyorum sadece.     Toprağın yağmura aşık olması gibi tanıdık bir his sen misin sebebi? Evet, sanırım! İmkansız gibi bir mesele. Ama olsundu imkansızlar da imkansızdı. İmkanlar da sanırım. Ben kayboldum yeniden seni bulurum diye, seni düşünürüm diye. Ezberledim bütün köklerini, benim olabil diye.     Çizmek istedim her şeyi herkesi. Silmek istedim kötü hisleri düşünceleri. Belki de beceremedim, belki de becerirdim

i wanna heal i wanna feel

 bir klavyeymiş gibi basıyorum tuşlara hiç durmuyorum. sanki şarkı yazar gibi şarkı söyler gibi, yazdığım harfler sonrasında çıkan seslerin oluşturduğu notalar ile şarkı yazıyorum. bu şarkı sonsuza kadar evrende yankılanıcak. ortaya çıkan türü zaman zaman değişiklik göstericek, kimi zaman sert bir metal şarkısı iken kimi zaman seni başka dünyalara götüren jazz olacak. bu bana bağlı. hayatımdaki her sonucun bana bağlı olması gibi. çok saçma değil mi? hayat, sanki böyle marshmallow gibi. bilemedim. ne yapabilirim ki dinlemek dışında, okumak dışında. söylemek dışında. hiç.  i have become so numb what the hell waiting for? her şey bir şeyle başladı, zaman. her şey bir şeyle bitecek, zaman. baskı altında ayakkabılarının altında yürümekle geçecek zaman.  bir adım daha yaklaştığını sanacaksın ama imkansız. çünkü o bir şeyle başladı. ne olduğunu bilmiyorum. ne kadar çabalasan da fark etmez! çok soyut değil mi? olması gerektiği gibi. çok çabalarsın ama işin sonunda bu bir hiçtir. hiçbir şey kay

bir, iki, güzel.

 Görünür, duyulur, bulunur, sakinleşir. Yürünür, sevilir. Kaybolur bi gün, unutulur o gün. Olur, görülür, ölür. Sonlanır. Fark eder, değişilir, bilinir, büyür, akar. Durur, biter, gider, alır. Anlaşılır. Var, değer. Yal ve nız. İki hece söylemek belki bir, belki daha kısa saniye. Bir ve iki. İki sayı, iki birbirine yakın olduğu kadar da uzak sayı. Yeri gelir iki, bir olur yeri gelir bir, iki. Biri kendine eklersen iki elde edersin. Birini hiç kendine ekleyebilir misin? Biri kendine ekleyince bir olur mu hiç. Bilmem? Bir ve iki. İki kelime, söylemek belki bir belki daha kısa saniye. Oysa aralarına sonsuzluğu sığdırıyorlar. Bazen çok küçükmüş gibi geliyorlar bazen de evrenden daha büyük. Bir ve iki. İki varlık, tanımak belki bir belki daha kısa saniye. Gü ve zel. İki hece, söylemek... Biliyorsunuz! Sen ve ben. İki insan. Ben ve sen. İki varlık. Biz? Sonsuzluk? Seninle bir olmak. Paha biçilemez. Seni düşünmek, iki kelime belki bir belki daha kısa saniye. Za ve man. İki hece... Göreceli ol